MUCUR

MUCUR’UN TARİHİ

Mucur’un tarihi ile ilgili kayıtlar bulunmamakla beraber Mucur adının nereden geldiği yönünde bazı hikayeler anlatılmaktadır. Bunlardan doğruluğu en yakın olan şöyledir.Nüfusu: 24.945

Çok eski devirlerde şimdiki yer altı şehrinde Mücrimler otururlarmış. Mücrim’in kelime anlamı suçlu, tutuklu demektir. Bu anlamda kullanıldığı da doğrudur. Zira su deposu yakınlarındaki yerde de keişlik vardır. Keişin anlamı da suçluların başında bulunan eli kırbaçlı kişidir. Mücrimler yer altı şehrinde cezalarını çekerler ve keişlerde onların başlarında bulunurmuş. Mücrim kelimesi zamanla değişerek MUCUR olmuştur. Mucur’un başka anlamları da vardır. Bazı yerlerde tahıl ölçeği olarak da söylenir. Sözlük anlamı da curuf, çöplük demektir. Ayrıca ilçemizin Manastır semtindeki kilise, ve biraz ilerisindeki kızlar tepesi burada da manastır olduğunu göstermektedir

Yöremizde en eski yerleşme ilk Tunç çağındadır. Bölgemiz daha sonra Hititlerin ve Friglerin eline geçmiştir. Zamanla Perslerin eline geçen yöremiz yine Pers soyundan olan Kapadokyalıların hakimiyetine geçmiştir. Pek çok çekişme ve savaşlar sonunda bölgemize Romalılar hakim olmuşlar Arap akınlarına da uğrayan bölgemiz sonunda Selçukluların eline geçtiği, Kösedağ savaşından sonra Moğol İlhan egemenliğine girdi ve Eretna beyliğine katıldı. Nihayet Osmanlı egemenliğine geçen bölgemiz, bir daha yabancı istilasına uğramadı.

İlçeye ilk gelenler anlatıldığına göre;

  1. Şatıroğulları, 2) Solakoğulları, 3) Duduoğulları, 4) Emiroğulları, 5) Alaoğulları

    Bular önceleri ilçe çevresinde bazı yerlere yerleşmişlerdir. Sonra da Mucur’a gelerek inlere hayvanlarını kapatmışlar kendileri de evler yaparak bu günkü karşı mahallede ilk Mucur’un temelini atmışlardır.

       

    Yüzölçümü 1068 km2, yükseklik 935 metredir.  Kervansaray sıradağları üzerinde Armutlu Dağı (1557 m), Uyluk Dağı (1356 m), Kırlangıç Dağı (1472 m), Kızıldağı (1341 m), Köpekli Dağı (1554 m) yer alır.

    Başlıca akarsuyu Acıöz Çayı’dır

    İlin tek tabii gölü olan Seyfe Gölü’nün büyük bölümü bu ilçe sınırları içindedir. Seyfe Gölü kuş cennetinde 167 çeşit kuş barınmakta, bunlar arasında özellikle flamingo kuşları dikkat çekmektedir

    TARİHİ YERLERİ

     

     

     

     

     

     

    DİĞER YERLER: Mucur  dahilinde çeşitli höyükler vardır. Bunlar eski İpek yolu olarak bilinen güzergah üzerindedir. Seyfe, Yazıkınık, Budak, Tatar Yeğenağa ve Altınyazı köylerinde bu höyükler vardır.

    TABİİ GÜZELLİKLER

    Mucur  tabii güzelliği de görülmeye değer. Acıöz ve Şatıroğlu mahallesinin arasında uzanan 15 km kadar yemyeşil bir vadi vardır. Bu vadi boyunca kamp kurmaya ve piknik yapmaya elverişli çok güzel yerlerdir . Ayrıca bu vadide bölgenin her türlü sebze ve meyvesi yetişir. Kırşehir yolu üzerinde kurulan 50. yıl fidanlığı pınarları ve kamp, piknik yapmak için çok uygun bir yerdir.

    Seyfe gölü çevrenin en iyi avlanma yeridir. Her türlü av kuşları bu bölgede konaklar. Av mevsiminde yurdun çeşitli yerlerinden gelen kişiler burada toplanır. Ayrıca Seyfe Köyü de piknik ve dinlenmek için en güzel köşelerden birisidir. Pek çok aile hafta sonu tatilini burada geçirir.

    YER ALTI ŞEHRİ: Mucur'un pek çok yerinde mağara vardır. 1973 yılında Belediyece yol inşaatı çalışmalarında bulunan bir mağara ağzının takip edilmesi sonucu buranın büyük bir yer altı şehri olduğu anlaşılmış, yapılan temizlik ve ışıklandır çalışmaları sonucu turizme açılmıştır. Tamamı sit alanı ilan edilen bu şehir 3 katlıdır. İçinde 36 adet oda 16 tane mangal taşı, 3 kuyu bulunmaktadır. Burada Kapadokyalıların yaşadığı sanılmaktadır. O bölgede bulunan yer altı şehirlerinin aynısıdır.

    GELİR KAYNAKLARI

    Tarım, hayvancılık  ve  diğer geliri ise yol boyundaki petrol ve dinlenme tesislerinden oluşmaktadır. Güney Doğu ve batı Anadolu’yu birbirine bağlayan en önemli yol E-23 karayolu ilçenin kuzeyinden geçmektedir. Konumu itibari ile E 23 karayolu üzerinde en uygun ve kaliteli tesisler ilçenin hemen kenarına kurulmuştur. Bu tesislerden yalnızca yolcuların faydalandığını düşünmek yanlış olur. Çünkü 8 adet tesiste yaklaşık 250 kadar eleman çalışmaktadır. Bu da en azından bu kadar ailenin geçimini buradan sağlaması demektir. Ayrıca petrol istasyonları da ilçe için önemli bir gelir kaynağıdır. Bu tesislerde 24 saat içinde yaklaşık 350 yolcu otobüsü, 600 kadar otobüs uğramaktadır. Yolcu sayıları da dikkate  alınırsa 1 gün içerisinde oldukça önemli bir ekonomik girdi sağlamaktadır. Buda Mucur ekonomisi için önemli bir değer olarak göze çarpmaktadır.

    Mucur'da Ekim

    YEMEKLERİ

    MANTI(KESME MANTI): Una yumurta katılarak hamur yapılır. Tuz ilave edilir. Hamur yuvarlak bezi yapılır. Oklava veya merdane ile açılır. Hafif kurumaya bırakılır. Açılmış olan ve biraz kuruyan hamur üstüne konup imce dilimler halinde kesilir. Kesilen mantılar kurutulur. Pişirmesi ise makarna gibi olur. Suyu kaynatılır ve biraz tuz atılır. Mantı kaynayan suda haşlanır. Ve suyu süzülür. Önceden hazırlanan sarımsaklı yoğurt ile iyice karıştırılır. Sonra bir başka kapta üzerinin sosu hazırlanır. Sos yağ, bolca, domates, biber, kıyma ile yapılır. Sosa karabiber, pul biber, maydonoz eklenir. Sarımsaklı yoğurt ile karıştırılmış mantının yine üzerine sos dökülerek servise hazır hale getirilir.

    YOĞURT ÇORBASI: Yarma denilen döğme buğdayla yeşil mercimek, biraz haşlanmış nohut güzelce yıkanır. Süzme yoğurt ile bunlar iyice karıştırılır. İçine bir yumurta kırılır. İki kaşık kadar un katılır. Çok az ayçiçek yağı damlatılır. Mevsimine göre içine yaş veya kuru nane katılır. Bunlar iyice karıştırılır. Biraz su ilave edilir. Kaynayıncaya kadar karıştırılır. Devamlı karıştırılmazsa çorba kesilebilir. Çorba ateşe konunca içine patates, yeşilbiber, patlıcan atılır. ikbaharda temizlenmiş kenger atılır. Çorba piştikten sonra başka bir kapta kuru nane ile yağ hafif kavrulup çorbanın üzerine dökülür. Çorba servise hazırdır.

    HASİRDE: 1kg un, ½ kg şeker. Tereyağı ile un kavrulur. Şeker un ile karıştırılır. Üstünü kapatacak şekilde soğuk su ilave edilip karıştırarak suyunu çekinceye kadar pişirilir. Biraz tereyağı ilave edilir, çok az tuz atılıp biraz daha pişirilir ve ocak kapatılır. Sonra tereyağı eritilip üzerine dökülür. On dakika bekletildikten sonra servise hazır hale gelir.

    GENDEME (KEMİKLİ ET): yarım kilo kuş başı et tencereye konulur. Suyu çekilinceye kadar ateşte pişirilerek, soğan doğranır. Biraz yağ ilave edilerek, pişinceye kadar beklenir, daha sonra domatesi ve biberi ilave edilip çok miktarda su konur. Yarım kilo yarma ilave edilirse 2 kilogram su konur. Tuz ilave edilip yarma dağılacak duruma gelinceye kadar pişirilerek servise hazır hale getirilir.

    MANGIR ÇORBASI: Yeşil mercimek suda haşlanır. Sonra küçük kare biçiminde kesilmiş çorbalık mantı ilave edilip pişirilir. Eli biraz yakacak şekilde soğutulup servise hazırlanır. Diğer taraftan sarımsak dövülüp süzülmüş yoğurt ilave edilir. Önceden hazırlananlar katılır. Ayrı bir kapta tereyağına kuru nane ilave edilip eritilir ve çorbanın üzerine dökülür. Bunun sonunda yemek servise hazır hale gelir.

    SOĞANLAMA: 250 gr tereyağı, 1 kg kıyma, 2 kg kuru soğan, 1 kg domates, 100 gr. , Sivribiber, pulbiberi, maydonoz, kara biber ve birazda salça. Tereyağı kuru soğan, kıyma ve sivri biber ateşte öldürülür. Sonra domates tuz baharat, maydonoz ilave edilerek iç hızlanır. Hamuru: un tuz ve su ilave edilerek nermal yumuşaklıkta hamur haline getirilir. Limon büyüklüğünde bezleri alınır. Börek tepsisi büyüklüğünde açılır. Yukarıda açılan içten alınan bir yemek kaşığı iç açılan yufkanın yanı sıra yayılıp diğer kısmı ile kapatılır. Sac üzerinde pişirilir. Üzümle yenirse yemeğe tat katar.

    PELTE: ½ kg un, 250 gr. Tereyağı, 250 gr pekmez. Un yağ ile pambeleşinceye kadar kavrulur. Biraz su ile pekmez ilave edilir. Karıştırılarak suyu çekilinceye kadar pişirilir. Biraz tuz ilave edilip ateşten indirilir. Tabaklara konduktan sonra üzerine tereyağı eritilerek dökülür.

     OYUNLARIAzap denilen (yüzü is veya kazan karasıyla karartılmış birisi) kadın gibi giyindirilmiş iki erkek, köy veya mahalle odasına getirilir. Koca denilen ihtiyara teslim edilir. Bir ara azap dışarı çıkınca, def ve kaşıkla “menevşe biter, bahar, yaz geldi aman aman” türküsü söylenerek azap oynatılmak istenir. Azap önce razı olmaz sonunda razı edilir. Oyun devam eder. Azabın sırtına kalın bir baş yastığı bağlanır. Orada bulunanlardan bazıları ellerine değnek alarak, azap daha hızlı oynasın diye sopalarla vurmaya başlarlar. Genellikle eski düğünlerde bu oyunlar oynanırmış.

    Odun Getirme Oyunu:

    Düğün ekmeği yapmakta kullanılacak odunları oğlan tarafı bağlardan toplayıp getirirler. Düğün evi düğün yemeğini yapmaya başlar. Yapılan yağlı çörekler yenir ve bir kişi tarafından kız evine yağlı ekmek gönderilir. Bazen bazlama adı verilen çörekler, yaşlı saygın bir kişi tarafından odalardaki misafirlere verilir. Sonra mahalli türkülerle tef ve kaşık çalarak gençler oynatılır.

    Kelle Atma Oyunu: Bu oyun daha ziyade yarışma şeklinde olur. Düğüne gelen gençler koyun veya sığır kellesini yüksek bir damın üzerine atmaya çalışırlar. Kelleyi dama atamayanlar atan tarafa ziyafet çekerler. Ziyafetten sonra türküler söylenerek eğelenilir.

    Demir Atma Oyunu:

    Kelle atma oyunu gibidir. Düz sokakta iki takın halinde gençler yarışırlar. Demiri en uzağa atanlar galip gelir. Ötekilerine ziyafet çektirilir. Gençler daha sonra eğlencelerine sıra türküsü ile devan ederler.As Kes Oyunu: Düğünlerde gelin gelip gerdeğe girdiğinin ertesi günü yapılır. Güveye bey adı verilir. Beyi seven arkadaşları bir araya toplanır. Beyin iki zaptiyesi bulunur. Zaptiyeler bir ağaca ip bağlanıp boğazlarına silap asarlar. Odanın tavanına adam asmak için ip bağlanır. Ve sudan bahanelerle şikayet edilen adamı yargılar ve asması için emir verirler. Suçlu kurtulmak için para ziyafet vs. vaadinde bulunup kurtulur. Toplantı da bulunanlara ziyafet verilir. Yiyip içildikten sonra oyun ve eğlence devam eder.

    Sin-Sin oyunu:

    Düğünün 1. ve 2. gecesi oynanır. Köyün veya mahallenin gençleri toplanıp ortaya ateş yakarlar. Ateş sönmesin diye gaz yağı veya yanık yağı dökerler. Bazen de eski lastik yakarlar. Gençlerden biri ateşin etrafında sırtı ateşe dönük vaziyette davul ve zurnanın çaldığı havaya uygun ritmik hareketlerle dönmeye başlarlar. Başka bir genç elinde kayışıyla veya tekme ile ona vurmak için atılır. Önceki genç kendisine vurdurmamak için kaçar. Sonradan oyuna giren genç ateşin etrafında aynı hareketleri yapar. Oyun böylece devam edip gider. Bu oyunun en önemli özelliği hem ritmik hareketleri beceri, hem de rakibi olan oyuncuyu saf dışı etmektir.

    Kayın Gitme: düğünün 2. gününün akşamı kız evinin gençleri, oğlanın evine kayın giderler. Bunun için gündüzden oğlan evine haber gönderilir. Akşam gençler bir araya toplanıp, oğlan evine varırlar. Oğlan evi gelen gençlerin sayısına göre sofra hazırlarlar. Oğlan evinin gençleriyle birlikte yenir. Türküler söylenip, çeşitli oyunlar oynanır.

    Bulgur Dövme:

    bir evin bir yıllık bulgur ihtiyacı ekseriya sert buğdaydan yapılır. Kaynatılan bulgur, serilir ve kurutulur. Buğdayın dışındaki kabuğun soyulması için soku adı verilen oyuk taşın içinde tahta tokmaklarla dövülür. Bir çok yerde sokunun adı dibektir. Köyün veya mahallenin gençleri bir araya gelip sokuda bulguru döverler. Bulgurun sahibi gençlere çeşitli yiyecekler ikram eder. Bulgur döven gençler birbirlerini yormak için yarışırlar. Yorulan genç pes eder.

    Güreş Tutma: Bazı düğünlerde oğlan evinin gençleri ile kız evinin gençleri arasında güreş müsabakaları yapılır. Yenilen taraf. Galip gelen taraf ziyafet çeker.

    Mucur Haritası

    Resmi görmek için tıklayınız.

    mucur.jpg

    Koca oyunu:

    AFLAK BABA TÜRBESİ: Bu türbe ilçemizin Altınyazı köyündedir. İçinde yazılı mezar taşı vardır. Restore edilen türbe görülmeye değer.
    AŞILIK MAĞARASI: Mucur’un 8 km kadar Kuzey batısından Köpekli dağı yamacındadır. Burada kimlerin ne zaman yaşadığı bilinmemektedir. Etrafta bulunan çanak çömlek parçaları burasının çok eskiden bir yerleşme yeri olduğunu doğrulamaktadır.
    AKSAKLI KİLİSELERİ: Mucur’un 10 km güneyinde Aksaklı köyü  içinde ve köy yakınında ne zamandan kaldığı bilinmeyen kilise ve mağaralar vardır. Bu kilise ve mağaraların tarihinin çok eski olduğu çıkarılan küplerden anlaşılmaktadır. İlçe merkezinde ki parkta bulunan küp buradan getirilmiştir. Aksaklıdaki bu mağara ve kiliseler görülmeye değer yerlerdir.
    UYLUK VE KABADURAK ŞEHİR KALINTILARI: Mucur’a 5 km kadar kuzeyde ayrıda eteklerindedir. Bunların ne zaman yerleşim yeri olduğu bilinmiyor. Temel kalıntılarından bir şey yoktur. Temel kalıntıları burasının bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.
    KİLİSE: Mucur’un sokaklı mahallesinde Manastır semtinde evlerin altında bir kilise vardır. O semt adını bu kiliseden almıştır. Yağlı boya resimleriyle süslü olan kilise bakımsızlık yüzünden boyaları dökülmüş ve samanlık olarak kullanılmaktadır. Yine o semtte oyma pek çok inler vardır.
    KEİŞLİK: Mucur’un yenice mahallesi su deposu yanında büyükçe bir mağara vardır. Mucur’a adını veren Mücrimler yer altı şehrinde otururken bu mağarada Keişler otururlarmış.
    1868 yılında bucak olan Mucur, Balkan Savaşı’ndan önce ilçe olması için zamanın hükümetine başvurulmuş ise de savaşın başlaması nedeniyle bu girişim bir sonuç vermemiştir. 6 Nisan 1914 günü Harbiye Nazırı Enver Paşa, Şark Cephesi’ni teftişe giderken Mucur’a da uğramış, halkın ilçe olma talebi ile karşılaşmıştır. 1918 yılında da ilçe olmuştur. Devlet karayolunun ilçe merkezinden geçmesi, ilçenin gelişmesini olumlu yönde etkilemektedir.

SAAT
 


HANGİ TAKIMLISINIZ?
FENERBAHÇE
GALATASARAY
BEŞİKTAŞ
SİVASSPOR

(Sonucu göster)


 
Bugün 18 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol